27 Şubat 2009 Cuma

İki yaşında bir adam oldum...


27 Şubat 2007…
Hayatım anlamsızlıklar içinde kaybolmak üzereyken, senin doğumun beni doğurdu… Sen doğdun, ben bir kez daha doğdum.

İyi ki doğdun fındığım; yoksa ben nasıl tekrar çocuk olacaktım. Sevginin en saf halini nasıl tanıyacaktım. Kalbimin bir başka bedende atmasını nasıl hissedecektim… Nasıl şahitlik edecektim dünyanın durmasına, senin ‘babacım’ deyişini duymasaydım…
İyi ki doğdun kızım…



.

25 Şubat 2009 Çarşamba

ayışığıma...



’Limanım olur musun’ demiştin bana; bir limana en fazla ihtiyacım olduğu, fırtınaya tutulduğum parça parça olduğum bir zamanda. (‘Aptal olmalı’ demiştim içimden) ’Olamam’ demiştim ben de. ‘ Liman olabilecek kadar güvenli değilim, hiç değilim. ’ Umursamadın sözlerimi, demir attın bende. Kaçmaya çalıştım; kaçtım, kaçtım… Bütün kaçışlarımın sende son bulduğunu görene dek sürdü bu kaçışlarım. Her fırtınaya yakalanışımda, nasıl becerdiysen ummanın ortasında, sakin huzurlu bir liman oldun bana. Bütün ayıplardan, günahlardan, yasaklardan azade; sakin, sıcak, huzurlu, güvenli bir liman…

Senden hiç korkmadım, seni hiç yadsımadım. ‘Senin kadının olmak istiyor canım’ dediğinde de, ‘Senden umudu hiç kesmedim’ dediğinde de hiç korkmadım senden. Sen hep benim oldun, benim bir parçam oldun. O kadar aşinaydın ruhuma, yüreğime…

Liman olan sen olduğunda da; ben sönmeye yüz tutmuş güneşken, bana can veren ayışığı olduğun zamanki gibi rollerimizi değiştik seninle. Ben de senden umudumu hiç kesmedim, biliyorum ki:

eşikteki öpücük, tarih bilinci olmayan bir aşkın mührüdür artık...



.

21 Şubat 2009 Cumartesi

Küçüğüm, daha çok küçüksün...


‘’ Babacım, bana şakış alar mısın? ’’
‘’Almaz mıyım birtanem, sakız da alırım çikolata da; ama babaanneni üzmek…? ‘’
‘’Yoook!..’’
‘’Aferin benim tatlı kızıma.’’
………………….
Zaman acımasız bir hızla akıp gidecek ve sen büyüyeceksin. O zaman yanında olur muyum bilemem ama yanında hep iyilerin olması için dualarıma şimdiden başladım kızım. Yanında hep iyilerin olmasını sağlayabilecek bir iradeye sahip olabilmen için bütün dualarım.
Yemek yemeyi, su içmeyi, konuşmayı, tuvaletini yapmayı, oturmayı, kalkmayı… Bütün bunları öğrenebilmen için annen ve babaannenle seferber olduk, maşallah çok da akıllısın kızım; hemen öğreniyorsun her şeyi. Ama sana öğretmeye çalışsak da öğretemeyeceğimiz şeyler var canım. Onları da hayat öğretecek… Öğrenmen çok vakit alacak, çok sancılı olacak, çok canın yanacak, çok acı çekeceksin… Ama öğ-re-ne-cek-sin!.. Hayat, son nefesine kadar insana yeni bir şeyler öğretmeye çalışan azimli bir öğretmendir. Öğretmenini sevdiğin derslerde başarılı olursun kızım, öğretmenini sev.
Yüzümüz gözümüz kan çanağına dönene kadar kavga edip de ertesi gün sarılıp barışacak kadar birbirimizden vazgeçemediğimiz, bir arkadaşım vardı; kan kardeşiydik… Ama insanlar öyle bir yöne doğru gidiyor ki, senin bu tür dostlukları yaşayamamandan korkuyorum. Artık insanlar sanal bir dünyada yaşıyorlar; dostluklar da sanal, mutluluklar da… Hatta belki de en acısı, acılar bile sanal…
Hayat azimli bir öğretmendir dedim ya, azimli olduğu kadar da kıskançtır. Herşeyi kendi öğretmek ister, başkalarının tecrübeleri hiçbir işe yaramaz… Yani kısacası güzel kızım, yaşayacak ve öğreneceksin. Dileğim her dersi bir defada öğrenebilmen, benim gibi yıllarca sınıf tekrarıyla ömrünü geçirmemen. Allah zihin açıklığı versin bebeğim.



.....

17 Şubat 2009 Salı

teşekkürler Aylin...


Sevgili kardeşim Aylin beni blog ödülüne layık görmüş sağolsun. Bu sayede bir blogum olduğunu tekrar hatırlamış oldum. Bir takım şartları varmış bu ödülün; ben de başkalarına vermeliymişim ve bu başkaları da yedi kişi olmalıymış. Zaten ödül almayan blog sahibi kalmamıştır ve herkes de bu şartları biliyordur. Ben de bu ödülü;

Blog denilen şeyin ne olduğunu kendisinden öğrendiğim sevgili dostum
Berrin 'e

Benim gibi sık sık depresyonlara girip çıkan, yine benim gibi uzun uzun aralar verip bir hışımla tekrar yazmaya karar veren sevgili kardeşim Funda'ya

Blogumun az sayıdaki izleyicilerinden mavi giz 'e

Kazan arkadaşım sevgili Ahmet 'e

Ve tekrar Aylin 'e ( Aylin sen ödül dağıtımı yaptığın için, tekrar yapmak zorunda değilsin, benim gönlümden koptu bu ödül... Biraz da kontenjandaki boşluğu doldurmak için :) )

veriyorum, hayrını görün arkadaşlar...


...