29 Ocak 2008 Salı

Birgün ''Giden'' Ben Olacağım.




Benden aldığı sigaradan derin bir nefes çektikten sonra , biraz da ona sigara vermiş olmamdan cesaret alarak boğuk bir sesle:


- Bi bira ısmarlasana abi...


Gözleri kan çanağıydı. Üzerinde rengi solmuş bir ceket, beyaz gömleğinin yıpranmış yakasında oraya ait değilmiş gibi duran düz bir kravat, defalarca yıkanıp ütülenmekten parlamış pantolon ve siyah mı, kahverengi mi olduğu anlaşılamayan boyasız ayakkabılarıyla perişan bir görüntüsü vardı. Yıllardır uyumamış hissi veren yorgun gözleriyle bana bakarken sanki bir bira değil de, hayatını kurtaracak bir şey istiyor gibiydi.


Garsona işaret edip ona bir bira getirmesini söyledim. Bir an önce televizyondaki maçı izlemeye dönmek için sabırsızlanıyordum. Benimle konuşmasından çekindiğim için onunla gözgöze gelmemeye çaba sarfederek etrafa göz gezdirdim. Lanet olası birahane boşalmak için benim oturmamı bekliyormuş sanki. On dakika önce geldiğimde bütün masalar dolu, bir tek bu masada, bu sarhoşun karşısındaki sandalye boştu. Şimdiyse içerideki kalabalık yarı yarıya azalmış, bir kaç masa tamamen boşalmıştı. Bu boş masalardan birine geçmeyi düşündüm, sonra adama ayıp olur düşüncesiyle vazgeçtim. Bazen otobüste ya da benzeri bir yerde, yanımda oturan kişi boşalan başka iki koltuklu bir yere geçtiğinde, sanki benden kaçmış gibi düşünür ve bundan rahatsızlık duyarım. Benim bu saçma sapan takıntılarımın başka insanlarda da olabileceğini düşündüğüm için de kimsenin yanından giden olmak istemem. Bu takıntım belki de bütün hayatım için geçerli; gitmek, birilerini terketmek benim için hep zordur. Hayatım boyunca terketmek istediğim yerlerde mecburi ikamet edişim ve bunun bana verdiği sıkıntılara katlandığım gibi; bu masadan, şu sarhoşun yanından bile gidememiş olmama içimden kızarak orada kalmaya devam ettim.


- Sağol, dedi koluma dokunup, gözleriyle elindeki bira bardağını işaret ederek.


- Afiyet olsun.


- Kusura bakma, üzerime fazla para almamışım. Yarın gece de ben sana ısmarlarım.


- Önemli değil.


- Önemli olmaz olur mu, artık kimse kimseye bir çöp bile vermiyor, sağol gerçekten.


Hafif bir gülümsemeyle karışık başımı sallayıp tekrar televizyona döndüm. ''Belli ki parasızlığından utanıyordu, yarın gece de o ısmarlayacakmış. Biraz zor bulursun sen beni yarın gece. Rahat bıraksa da şu maçı izlesem, fazla yüz vermemek gerek böylelerine. Çenesi düştü mü, kurtul kurtulabilirsen. Şimdi dönüp yüzüne baksam, hangi takımı tuttuğunu sorsam mesela, hayat hikayesini anlatmaya kadar vardırır işi eminim. Mutlaka öncesinde zengin, mutlu bir hayatı, güzel bir karısı, 2 tane çocuğu vardır. Sonra herşeyini kaybetmiş, karısı da çocukları alıp terketmiştir. ''



Yine aynı şeyi yapıyordum. Adam anlatsa bunları kafam daha az meşgul olur, maçı daha rahat izlerdim. Bense kafamdaki senaryoyla kendimi daha fazla oyalıyordum. ''Nerden de oturdum bu adamın masasına. Kalkıp karşıdaki boş masaya geçeyim ben en iyisi.'' diye düşündüm.


Tabi yine gidemedim. ''Aman boşver, zaten maç da pek zevksiz.'' Benden başka maç izleyen de olmayınca, birahaneci televizyonun sesini kısıp, radyoyu açtı. Sanki yarım saattir beynimi meşgul eden düşünceleri biliyormuş gibiydi çalan şarkının sözleri:


Ben bu yüzden hiç kimseden gidemem, gitmem.

Unutamam acı tatlı ne varsa, hazinemdir.


Maçı falan boşvermiş, adamın hayat hikayesi, kafamdakine ne kadar uyuyor diye merak etmeye başlamıştım. Bir bira daha ısmarlayayım diye düşündüm. Başımı onun sandalyesine çevirdiğimde, adamın kalkıp başka masaya oturduğunu gördüm.



Biten ilişkilerimde bile terketmeyi beceremeyen ben, hiçbir şey yapmadan öylece bekleyerek, belki de terkedilmeyi bekleyerek, zaman geçiriyorum. Kendime işkence ederek de olsa fiilen bitmiş ilişkilerden kurtulmak için terketmeyi göze alamayacak kadar korkak davranıyorum. Bitse de kurtulsam dediklerimin ardından bile acı çekiyorum sonra da. Bana göre bu hayatta en güçlü insanlar terketmeyi bilenlerdir. Terkedip giden, bir daha da arkasına dönüp bakmamayı becerebilenler. Bunlar aynı zamanda en akıllılardır da benim nazarımda, terkettiği kişinin aslında çok daha önce kendisini terketmiş olduğunun farkındadırlar.



Birgün hiç tanımadığım bir sarhoşla aynı masaya oturursam, boşalan ilk yere geçmekle başlayacağım terketme çalışmalarıma...












Hiç yorum yok: